“İlköğretimde
Atatürkçülük Konularının Öğretimi”
:
Öğrenci Kompozisyonlarında Atatürkçülük
Yard. Doç. Dr. Bahri ATA*
GİRİŞ
Bu bildiride ilköğretimde Atatürkçülük eğitiminde yararlanılan unsurlar tanıtıldıktan sonra öğrencilerin temel başvuru kaynağı olan ders kitaplarında Atatürkçülük tanımları ele alınacak, sonra ilköğretim öğrencilerinin kompozisyonlarından hareketle, Atatürkçülüğe ilişkin düşünceleri değerlendirilecektir.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre belirlenen Türk milli eğitiminin genel amaçları arasında “Atatürk inkılâp ve ilkelerine bağlı yurttaşlar yetiştirmek” ifadesi ilköğretimde Atatürkçülük konularının öğretimi için genel ve yasal çerçeveyi çizmektedir. Hem öğretim programlarda hem de ders kitaplarında kavram “Kemalizm” olarak değil de “Atatürkçülük” ya da “Atatürkçü Düşünce Sistemi” olarak ele alındığı için bildiri boyunca “Atatürkçülük” kavramı kullanılacaktır.
İlköğretim öğrencilerinin Atatürkçülük eğitiminde somut olarak üç unsurdan yararlanılmaktadır. Bunlar, “Atatürkçülükle İlgili Konular” programı, Milli Bayramlar ve Belirli Gün ve Haftalar ve bunlara paralel olarak sürekli güncelleştirilen okul ve sınıflarda oluşturulan Atatürk köşeleridir. Bu üç unsurun işe koşulmasında da öğretmenler önemli görevler üstlenmiştir(okul dışı etkenler üzerine bir tartışma için bkz. Safran, 2004: 112-113).
A) “Atatürkçülükle İlgili Konular” programı
1982’de hazırlanan Atatürkçülükle ilgili konular programının temaları aşağıdaki diyagramda görüldüğü gibidir;
1982’den günümüze “Atatürkçülükle İlgili Konular” programındaki bu temalar, ilköğretimdeki bazı derslerin konuları ile ilişkilendirilmektedir. İlköğretim aşamasında 5. sınıf sosyal bilgiler ve 8. sınıf T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük derslerinde Atatürkçü Düşünce Sistemi bir bütün olarak ele alınmaktadır. 1997’de zorunlu temel eğitim sekiz yıla çıkarılmasının ardından, 1999’da hazırlanan Atatürkçülükle ilgili konularının dağılımı aşağıdaki gibidir.
Tablo 1: 1999’de düzenlenen Atatürkçülükle İlgili Konular Programın İlköğretim Derslerine Dağılımı
SINIFLAR |
1. sınıf |
2. sınıf |
3. sınıf |
4. sınıf |
5. sınıf |
6. sınıf |
7. sınıf |
8. sınıf |
TOPLAM |
|||||||||
Öğretim programı |
Amaçlar |
Davranışlar |
Amaçlar |
Davranışlar |
Amaçlar |
Davranışlar |
Amaçlar |
Davranışlar |
Amaçlar |
Davranışlar |
Amaçlar |
Davranışlar |
Amaçlar |
Davranışlar |
Amaçlar |
Davranışlar |
Amaçlar |
Davranışlar |
Hayat Bilgisi |
4 |
20 |
6 |
22 |
8 |
28 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
18 |
70 |
Sosyal Bilgiler |
|
|
|
|
|
|
7 |
30 |
32 |
20 |
13 |
56 |
8 |
40 |
|
|
60 |
329 |
Fen Bilgisi |
|
|
|
|
|
|
1 |
6 |
1 |
5 |
|
|
|
|
1 |
5 |
3 |
16 |
Türkçe |
4 |
9 |
3 |
12 |
7 |
31 |
10 |
50 |
15 |
66 |
5 |
15 |
7 |
28 |
8 |
36 |
59 |
247 |
Müzik |
5 |
13 |
5 |
11 |
5 |
14 |
10 |
20 |
10 |
20 |
7 |
15 |
6 |
15 |
7 |
15 |
55 |
123 |
Matematik |
|
|
|
|
|
|
1 |
4 |
1 |
2 |
|
|
|
|
1 |
2 |
3 |
8 |
Din Kültürü ve Ahlak |
|
|
|
|
|
|
3 |
10 |
5 |
32 |
1 |
4 |
4 |
14 |
5 |
19 |
18 |
79 |
Yabancı Dil |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
1 |
8 |
1 |
8 |
Vatandaşlık ve İnsan Hakları |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
1 |
2 |
12 |
47 |
13 |
49 |
T.C. İnkılap tarihi ve Atatürkçülük |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
49 |
206 |
49 |
206 |
Toplam Amaç |
13 |
|
14 |
|
20 |
|
32 |
|
64 |
|
26 |
|
26 |
|
84 |
|
279 |
|
Toplam Davranış |
|
42 |
|
45 |
|
73 |
|
120 |
|
328 |
|
90 |
|
99 |
|
338 |
|
1135 |
(Kaynak: Mehmet Serhat Yılmaz, 2004)
2003’te temel derslerin yeni öğretim programlarının geliştirilmeye başlanması çalışmaları, ders programlarının kazanımlarının Atatürkçülükle ilgili konular programıyla tekrar eşleştirilmesini gerekli kılmıştır. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın 24.05.2004 tarihli ve 5042 sayılı bir yazısı ile Prof. Dr. Mustafa SAFRAN’ın başkanlığında “Atatürkçülükle İlgili Konuları Geliştirme ve İnceleme Özel İhtisas Komisyonu” kurulmuştur.
2005’te son şeklini alan tablo aşağıdaki gibidir;
Tablo 2: 2005’te düzenlenen Atatürkçülükle İlgili Konular Programının İlköğretim Derslerine Dağılımı
SINIFLAR |
1. Sınıf |
2. Sınıf |
3. Sınıf |
4. Sınıf |
5. Sınıf |
6. Sınıf |
7. Sınıf |
8. Sınıf |
TOPLAM |
Yeni öğretim programı yapılan dersler |
Konular |
Konular |
Konular |
Konular |
Konular |
Konular |
Konular |
Konular |
|
Hayat Bilgisi |
5 |
11 |
13 |
|
|
|
|
|
29 |
Sosyal Bilgiler |
|
|
|
6 |
25 |
15 |
9 |
|
55 |
Fen ve Teknoloji |
|
|
|
4 |
4 |
2 |
2 |
1 |
13 |
Türkçe |
11 |
9 |
14 |
14 |
21 |
7 |
7 |
10 |
93 |
Matematik |
|
|
|
1 |
1 |
1 |
|
1 |
4 |
Toplam |
16 |
20 |
27 |
25 |
51 |
25 |
18 |
12 |
194 |
Burada 1999’daki hedef ve davranış yaklaşımı yerine, konu yaklaşımı benimsenmiş, konu sıralamaları da açıklamalar kısmına yazılmıştır. Programı yapılmayan ilköğretim dersleri ve 9.10.11. sınıflar için 1999’daki program geçerlidir.
B) Milli Bayramlar, Belirli Gün ve Haftalar ve Atatürk Köşeleri
23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılış gününde törene çok sayıda çocuk katıldığı bilinmektedir. Daha 1921’de bugünün çocuk bayramı olarak kutlanması, cumhuriyeti kuran kuşağın ve eğitimcilerin bilinç düzeyini göstermektedir. 1924’te gazeteler, bugünden “Yavruların rozet günü olarak söz etmektedir.” Halk, Himaye-i Etfal Cemiyetine (Çocuk Esirgeme Kurumu) bağış yaparak, karşılığında rozet almaktaydı. 1926’da Türk eğitim bilimciler, (Mehmet Emin Erişirgil, İhsan Sungu, Ali Haydar Taner v.b.) ilkokul programlarının açıklaması ile ilgili yönergelerde milli bayramların eğitimde etkili kullanılmasına büyük önem vermişlerdir. Milli bayramlar, sadece duyguların değil, düşüncelerin eğitiminde de en önemli araç olarak görülmüştür (Nusret Kemal, 1933:251).
Yeni sosyal bilgiler programlar da tıpkı eski öğretim programlar gibi milli bayramlara önem vermekte, 4. sınıf yeni sosyal bilgiler programı 1881’den 1923’e kadar konuları, 5. sınıf programı da 1923’ten 1938’e kadar Atatürk’ün hayatını, devrim ve ilkeleri konularını içermektedir. Bu üniteler, Ekim ayına denk getirilerek, Cumhuriyet Bayramı referans noktası olarak alınmıştır. Atatürk ve TBMM’nin açılması konuları da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının kutlandığı Nisan ayına denk getirilmiştir. Bunun yanı sıra yeni sosyal bilgiler programlarının öğrenme alanlarının içeriği göz önüne getirilerek, ilgili öğrenme alanlarına Atatürkçülük konuları dağıtılmıştır.
2005’te yayımlanan Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği ile 1983’te çıkan Eğitici Kol Çalışmaları yönetmeliği güncelleştirilmiş ve okullarda kutlanacak Belirli Gün ve Haftaları düzenlenmiştir. Bu yönetmeliğe göre öğrenci kulüplerinin hangisinin hangi haftayı kutlayacağı da bellidir. Atatürk, okul atmosferinde bahçedeki büstü, okul girişinde ve sınıflarda sürekli güncelleştirilen köşesi, resimleri ve sözleri ile yaşayan bir değerdir.
C) Ders Kitaplarında Atatürkçülük Tanımları
Öğrencilerin yazmış olduğu Atatürkçülük kompozisyonlarının incelenmesi ile ilgili araştırmanın sunumuna ve bulguların paylaşılmasına geçmeden önce ders kitaplarındaki Atatürkçülük tanımları üzerinde durmak gerekmektedir. Lise 3. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Lise 2 Milli Güvenlik ders kitaplarında Atatürkçülük ile ilgili temelde iki tanım ile karşılaşmaktayız. Birinci tanım şöyledir;
“Türk milletinin bugün ve gelecekte tam bağımsız, huzur ve refaha sahip olması, devletin milli egemenlik esasına dayandırılması, aklın ve ilmin rehberliğinde Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkarılmasın amacı ile temel esasları yine Atatürk tarafından belirtilen devlet hayatına, fikir hayatına, ekonomik hayata, toplumun temel müesseselerine ilişkin gerçekçi fikirlere ve ilkelere Atatürkçülük denir.”
İkinci tanım ise “Türkiye Cumhuriyetini çağdaş uygarlık düzeyi üstüne çıkarmak amacıyla Atatürk’ün ortaya koyduğu ilke ve yaptığı inkılaplara Atatürkçülük denir.
5. sınıf eski sosyal bilgiler ders kitabında Atatürkçülük şöyle tanımlanmaktadır;
“Devlet hayatının her alanını ve toplumun fikir hayatını kapsar. Türk milletinin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olmasını amaçlar. Devletin, millet egemenliği esasına dayandırılmasını öngörür. Aklın ve bilimin öncülüğünde, Türk kültürünün, çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkarılmasını hedef alır.”(Komisyon, 1995).
Tanım konunun hemen başında mantıksal bir düzenleme ile yapılmıştır. Görüldüğü gibi, lisede kullanılan yukarıdaki birinci tanımın aynısı kısa cümlelerle ifade edilmiş şeklidir.
Yeni sosyal bilgiler programlarına göre, İlköğretim Genel Müdürlüğü tarafından yazdırılan ilköğretim 5. sınıf sosyal bilgiler ders kitabında Atatürkçülük, Atatürkçü Düşünce Sistemi konu başlığı altında
“Atatürk’ün ilkelerine bağlı olarak çağdaş uygarlığın üzerine çıkma yolunda yürümek, ülkemizi yükseltmek idealine denir. Bu düşünce sisteminin temel esasları Atatürk tarafından benimsenmiştir.” olarak tanımlanmaktadır.
Yazarlar tarafından tanımın konunun başında değil, sonuna doğru yapılması önemli bir yeniliktir. Görüldüğü gibi ikinci tanıma benzemektedir (Tekerek ve diğerleri, 2006:53).
8. sınıf T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük kitaplarında birinci tanım,
“Esasları Atatürk tarafından belirtilen; devlet hayatına, fikir hayatına, ekonomik hayata, toplumu temel kurumlarına, devletin rejimi ve işleyişine ilişkin gerçekçi fikirlere ve ilkelere Atatürkçülük denir. Atatürkçülük; Türk milletinin bugün ve gelecekte tam bağımsız, huzur ve refaha sahip olması, devletin milli egemenlik esasına dayandırılması, aklın ve ilmin rehberliğinde Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkarılmasın amacını hedef almaktadır.” şeklinde ifade edilmiştir.
Dikkat edileceği gibi, 8. sınıf T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük programında ise tanımın ilk dört yan cümlesi Atatürkçülüğün hedefi olarak tanımın arkasından ifade edilmektedir. Her durumda tanım ifadesi ilköğretim 8. sınıf öğrencisi için çok uzundur.
Aşağıdaki kompozisyonları da incelediğimiz de ilköğretim öğrencilerinin ikinci tanıma benzer bir tanım yaptıkları anlaşılmaktadır. O halde ikinci tanımın ilköğretim öğrencileri için daha uygun olduğu söylenebilir. Yeni sosyal bilgiler kitabında da ikinci tanıma benzer bir tanım kabul edildiği görülmektedir.
E. Öğrenci Kompozisyonlarında Atatürkçülük
Bildirinin bu aşamasında ilköğretim öğrencilerinin Atatürkçülükten ne anladığını ortaya çıkarmaya yönelik bir çalışma sunulacaktır. Geleneksel olarak eğitimciler, öğretecekleri konu alanın yapısının düzenlemesi ve sunuşu üzerine yoğunlaşmakta, çoğu kez öğrencinin bunları zihninde nasıl inşa ettiği ile ilgilenmemektedir. Günümüzde test türü sınavlarda bu inşayı görmeye engel olmaktadır. Test sınavlarında çok başarılı bir öğrenciye ilgili bir konuda yazılı bir sınav yapıldığında çok ilginç bilgi hataları ve kavram yanılgıları ile karşılaşmak mümkündür(Ata,2006:122-123). Günümüzün moda akımlarından oluşturmacılık (construktivizm), öğrencinin bu ilişkilendirmeleri zihninde nasıl tekrar oluşturduğunu üzerine eğitimcilerin bilimsel çalışmalar yapması gerektiğine önem verdiği için önemlidir. Öğrencilerin kazanmalarını istediğimiz bilgi, beceri ve değerleri ediniyor mu? Kavram yanılgıları var mı? Bu yanılgıların nedenleri ne olabilir? gibi sorular günümüz eğitimcilerini oldukça meşgul edeceğe benzemektedir.
Araştırmanın Soruları
soru: 4. sınıf öğrencileri Atatürkçülükten ne anlamaktadır?
soru: 5. sınıf öğrencileri Atatürkçülükten ne anlamaktadır?
soru: 6. sınıf öğrencileri Atatürkçülükten ne anlamaktadır?
soru: 7. sınıf öğrencileri Atatürkçülükten ne anlamaktadır?
soru: 8. sınıf öğrencileri Atatürkçülükten ne anlamaktadır?
İlgili Araştırmalar
Ahmet Şimşek’in (2006) “İlköğretim Öğrencilerine Göre Sosyal Bilgiler Dersinde Neler Olmalıdır?” adlı çalışmasında öğrenciler, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet ve Atatürk gibi konuları ders programlarında görmek istediklerini belirtmişlerdir. Aslında konuya ilişkin biraz bilgi, ilgiyi de beraberinde getirmektedir.
Harun Er (2005) “Sosyal Bilgiler Dersinde Biyografi Öğretimi: “Atatürk’ün Hayatı” Metninin analizi ve Yeni Bir Tasarım” adlı yüksek lisans tezinde Atatürk’ün hayatı adlı konunun, ilköğretim çocuklarının farklı yaş düzeylerine, ilgi ve ihtiyaçlarına yönelik olarak tekrar tasarlanmaktadır. Er’in bulgularına göre, 3. sınıf öğrencileri, Atatürk’ün çocukluk hayatı nasıldı?, Atatürk’ün annesi hangi tarihte doğdu ve öldü? Atatürk’ün babasının ölüm nedeni nedir? 5. sınıf öğrencileri, Atatürk’ün çocuğu var mı?, Atatürk evli miydi?, Atatürk’ün ölüm sebebi nedir? 8. sınıf öğrencileri, Atatürk’ün aile hayatı ve yapısı nasıldı? Atatürk’ün evlilik hayatı nasıldı? Atatürk evli miydi? gibi konuları merak etmektedirler.
Oğuz Okur (2000:110-112) “İlköğretim Okulları I. Kademe Sosyal Bilgiler Ders Programında Atatürkçülük Konularının Ünitelere Göre Dağılımı ve Hedeflere Ulaşma Derecelerinin İncelenmesi” adlı yüksek lisans tezinde öğrencilerin başarı testindeki 30 sorudan ancak 18 soruyu doğru yanıtlayabildiği, öğretmenlerin ders araç gereçlerinin yetersizliği problemi ile karşılaştığı gibi sonuçlara ulaşılmıştır. Bir diğer bulguya göre öğrencilerin tamamına yakını Anıtkabir’i gezmek, Atatürk’ü günümüz Türkiye’sinde cumhurbaşkanı olarak görmek istemektedirler.
YÖNTEM
Evren ve Örneklem
Araştırmanın evreni Ankara il merkezinde üç farklı ilköğretim okulunda öğrenim gören öğrencilerden oluşmaktadır. Araştırmada 4. 5. 6. 7. 8. sınıflarda ve tesadüfî yöntem ile belirlenmiş toplam 489 öğrencinin kompozisyonları kullanılmıştır.
Veri Toplama Aracı ve Çözümlemesi
İlköğretim öğrencilerinin Atatürkçülükten ne anladığını ortaya çıkarmaya yönelik bu araştırmada defter ve kitaplar kapalı olarak ilköğretim öğrencilerinin “Atatürkçülük ne demektir?” konulu bir kompozisyon yazmaları istendi. Bu araştırma nitel bir çalışma olup, kompozisyonlara içerik analizi uygulandı. Öğrenci anlatıları ile Atatürkçülük konseptinin içeriği karşılaştırılmaya çalışıldı.
Ankara İl merkezindeki üç farklı ilköğretim okullarının 489 öğrencisi ile sınırlıdır. 28 4. sınıf öğrencisinin, 77 5. sınıf öğrencisinin, 132 6. sınıf öğrencisinin 113 7. sınıf öğrencisinin 139 8. sınıf öğrencisinin kompozisyonları incelenmiştir.
BULGULAR ve YORUMLAR
1. Soru: 4. sınıf öğrencileri Atatürkçülükten ne anlamaktadır?
4. sınıf öğrencileri, ders öğretim programında tanım yer almamakla birlikte aşağıdaki gibi Atatürkçülük tanımları yapmıştır.
Bilgili, cesur ve kahraman olmak demektir.
Ulu önder Atatürk’ün yaptıklarını yapmaktır.
Atatürk’ü seven sayan, O’na inanan ve O’na özenen olmak demektir.
Atatürk gibi Türk milletini korumak.
Atatürk gibi kahraman ve cesur olmak.
Atatürk gibi başarılı olmak.
Atatürk gibi cesur ve akıllı olmak.
Atatürk gibi planlı ve çok çalışmak.
4. sınıf öğrencileri kompozisyonlarında Atatürk’ün kişilik özelliklerine büyük bir önem atfetmektedirler. Atatürk, düşünceli, akıllı, iyi kalpli, dürüst, temiz, düzenli, planlı, çalışkan, başarılı, vatansever bir lider olarak görülmektedir. Düşmanlardan yurdu kurtarmıştır. Çocukları ve kitapları çok seven bir liderdir. “Atatürk’ü çoook seviyoruuuum.” tarzında ifadelere sıklıkla rastlanmaktadır.
Öğrenciler Atatürk’e öykünmekte ve onun gibi olmak istemektedirler. Öğrenciler Atatürkçülüğün kendilerine yüklediği misyonun farkında olduklarını gösteren cümleler yazmaktadır. Örneğin, “Sen gittin. Biz şimdi Türkiye’yi kurtaracağız. Senin yaptığın işleri biz de yapacağız.”, “Biz de onun gibi yurdumuzu koruyacağız.”, “Atatürk Türk milletinin iyiliği için canını bile vermeye hazırdı. Biz de öyle olmaya çalışacağız.”
2. Soru: 5. sınıf öğrencileri Atatürkçülükten ne anlamaktadır?
5. sınıf öğrencileri Atatürkçülüğü şöyle tanımlamaktadır;
Özgürlük demektir.
Özgürlük, bağımsızlık, bilim ve fendir.
Atatürk’ün bize bıraktığını daha da ilerletmektir.
İnsanların özgür ve bağımsız yaşaması, kendi kendini yönetebilmesidir.
Atatürk’ün yaptığı yeniliklerdir.
Doğru, dürüst bir insan olmaktır.
Atatürk’ün düşüncelerine, ilke ve inkılaplarına uymaktır.
Atatürk’ün ilke ve devrimlerinin yolundan ayrılmamaktır.
Atatürk’ün ilke ve inkılaplarını sürdürmektir.
Atatürk yolunda ilerlemek, Atatürk gibi düşünmektir.
Bu sınıf düzeyinde de Atatürk’ün bizi düşmanlardan kurtardığı ve 1881’de doğduğu vurgulanmaktadır. Atatürk gibi doğru, cesur, cömert, bilime inanan, planlı, yardımsever, kendine güvenen, dürüst ve çalışkan bir insan olmanın gerekliliği vurgulanmaktadır. “Atatürk’ü çok seviyorum” tarzında ifadeler yer almaktadır.
Bu öğrenciler, özgürlük, bağımsızlık, bilim, haklar, fen gibi kavramları daha sık dile getirmektedir. Öğrenciler inkılap ve ilkelere örnek vermektedirler. Özellikle kız öğrencilerin kadın haklarından daha fazla söz ettiği görülmektedir. 5. sınıflar da Atatürk’ün çocukları sevdiğini ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını çocuklara armağan ettiğini yazmışlardır.
5. sınıflarda da misyon farkında olunduğuna ilişkin ifadeler vardır: “Ben de Atatürk gibi bir kahraman olmak isterdim. Ben askere gitmek ve vatan görevimi yapmak istiyorum.” “Bizde gelecek nesillere güzel devlet bırakalım.” “Keşke onun gibi olsaydım. Ülkemize onun kadar iyilik yapabilsem.
“Şimdi o savaşlardan çoğunu kazanamasaydık, şu an biz her yerde köle olarak çalışıyor olacaktık.” tarzında bir öğrenci de hipotetik düşünmeyi gösteren bir cümle yazmıştır.
3. Soru: 6. sınıf öğrencileri Atatürkçülükten ne anlamaktadır?
6.sınıf kompozisyonlarında “Benim düşüncelerime göre”, “Bana göre”, “Benim görüşlerime göre” ifadelere sıklıkla rastlamak mümkündür. Aşağıdaki gibi Atatürkçülük tanımları ile karşılaşmaktayız.
“Atatürk’ü savunma ve Atatürk’e destek vermektir.”
“Atatürk gibi mücadeleci olmak, aklı hür, vicdanı hür bir insan olmak. Hiç ama hiçbir zaman yenilgiyi kabul etmemek. Yılmamak, pes etmeyen, her şeyi düşünerek yapan bir kişi olmak.”
“Doğruluktan şaşmayan, yalan söylemeyen, her şeyi bilendir.”
“Atatürk’ün yolunu izlemektir. Yani Atatürk çalışkan ve zekiydi. Biz de onun gibi çalışkan ve zeki olabiliriz.”
“Atatürk gibi okuyup, adam olup, bu vatanı ve milleti kötülerden kurtarmaktır.”
“Atatürkçülük iyi ve güzel bir şeydir.” yazmaktadır.
“Atatürkçülük iyi bir şey olmasa, Atatürk ismini koymazdı.” yazmaktadır.
Bu öğrenciler de Atatürk’ün çocukları sevmesini ve 23 Nisan’ı çocuklara armağan etmesi vurgulamaktadırlar.
“Eğer Kurtuluş Savaşı’nda yenmeseydik”, “Atatürk olmasaydı” gibi ifadeler içeren şartlı cümleler kurmaktadırlar. Bir kaç öğrenci Anıtkabir gezisi izlenimlerini ve gördükleri eşyalardan (Atatürk ve arkadaşlarının silahları, otomobilleri, gözlükleri, kitapları, köpeği, bastonu v.b.) söz etmektedirler. Bir diğer öğrenci “Atatürk’ü seviyorsak, Atatürkçülüğe uymalıyız. “Atatürk’ü sev. Atatürk’e uy” gibi bir parola da geliştirmiştir. Bir başka öğrenci “Atam! Sen rahat uyu. Bekçisiyiz biz cumhuriyetin” diye yazmaktadır. Bir öğrenci “Atamızın değerini bilelim, bilmeyenlere bildirelim. Mustafa Kemal’i saygı ile analım.” diye bir parola yazmaktadır.
Bir öğrenci “ben de önceki devirlerde yaşayıp, o savaşlarda yardım etseydim.” demektedir. Bir başka öğrenci “Atatürk’ün sözlerini, şiirlerini okudukça, eski günleri, bize anlatılanları hatırlayınca tüylerim diken diken oluyor” demektedir.
Bu sınıf düzeyinde toplum içinde Atatürk’ü sevmeyen insanların olabildiği ve bunların görüşlerinin yanlış olduğunun altını çizen öğrenciler vardır. Bir öğrenci “Atatürk’ü sevmeyen insanlar da var. Çünkü onlar bilgisiz insanlardır.” yazmaktadır. Bir diğeri öğrenci “ .. bu kişilerin sözleri çok yanlıştır. Çünkü Atatürk herkese yardım etti.” demektedir. Bir başkası “ Atatürk’ü sevmeyenlerin okuma yazması yoktur. Onların da bizim gibi okuması yazması olsaydı, onlar da bizim gibi Atatürk’ü severler.” yazmaktadır.
4. Soru: 7. sınıf öğrencileri Atatürkçülükten ne anlamaktadır?
7. sınıf kompozisyonlarında “Benim düşüncelerime göre”, “Bana göre”, “Şimdi sorunun esas yönüne geçelim.”, “Sonuç olarak” gibi ifadelere sıklıkla rastlanmaktadır. Öğrenciler kendi Atatürkçülük tanımlarını yapmaya çalışmaktadırlar. Bazı tanımlar aşağıdaki gibidir;
“Atatürk’ün yaptığı şeylerdir.”
“Atatürk’ün yolunda ilerlemektir.”
“Atatürk’ün yaptığı çalışmaları, yenilikleri kavramak ve buna bağlı olmaktır.”
“Atatürk’ün emirlerine, çıkarttığı yasalara uymaktır.”
“Atatürkçü düşünceye denir.”
“Ülkemize yararlı birer insan olmak geliyor.”
“Akılcı ve yararlı düşünümdür.
“Atatürk’ün yaptığı işlere, planladığı işlere nedir.”
“Atatürk’ü sevenlerin, sayanların kurduğu bir dernektir.”
“Çağdaş ve modern toplumda yaşamaktır”
Öğrencilerde sebep-sonuç ilişkisi anlayışını gösteren cümleler dikkat çekicidir. Örneğin, bir öğrenci “Atatürkçülük bağımsızlık ve özgürlüktür. Çünkü Atatürk özgür bir insandı.” yazmaktadır.
Bu sınıfta düzeyinde de genelde kız öğrenciler kadın haklarını ve kız çocuklarının okutulmasının önemini vurgulamaktadır. Bir kız öğrenciye göre “ Atatürkçülük, özellikle yurdumuzun doğu kesiminde yaygınlaştırılmalıdır. Çünkü insanlar hâlâ töre cinayeti gibi şeyleri sürdürmektedir.”
“Atatürk olmasaydı…” gibi cümlelere sıklıkla rastlanmaktadır. Bir öğrenci “Atatürk bugün zamanımızda olsaydı, hayatımızda böyle hırsızlık ve kapkaç olmazdı.” demektedir. Bir iki öğrenci “Atatürk yaşasaydı ona, neden içki ve sigara içtiğini sormak isterdim.” yazmaktadır. Yine bir öğrenciye göre, Atatürk “Dik kafalıydı. Kendi isteklerinin daha iyi olduğunu düşünüyordu. Buna saygıyla yaklaşabilirim. O zamanın insanları çok bilgili değildi.” Bir başka öğrenci “Atatürk için bazılarından kötü şeyler duydum. Fakat bunu söyleyenlerin bilinçlerinin olmadığı kesin. Bunları söyleyenler Atatürk olmasaydı ya ölmüşlerdi ya da muhtemelen başka bir ülkenin vatandaşıydı.” Bir öğrenci “bu zamanlarda bazı kişiler Atatürkçülüğü kötülüyor ve dine karşı olduğunu iddia ediyor. Fakat bu kişiler unutmasın ki şu an bu topraklarda Atatürkçü düşünce sayesinde oturuyorlar. Herkes ne derse desin biz en doğrusu Atatürkçülükten vazgeçmemeli bunu da gelecek nesillere aşılamalıyız.”
Bir başka öğrenci “şahsen ben şu an da Atatürk’ü yurdumuzun başında olmasını isterdim.” yazmaktadır.
Bir öğrenci “Atatürk bizim için her şeyi yapmış, ama bazı insanlar bunun değerini bilmiyor.” demektedir.
5. Soru: 8. sınıf öğrencileri Atatürkçülükten ne anlamaktadır?
8. sınıf düzeyinde öğrenci kompozisyonları daha sofistike ve hem kendilerine hem de yetişkinlere yönelik eleştirel bir tarzda olduğu görülmektedir. Bu öğrenciler, laiklik, demokrasi, özgürlük, fikir özgürlüğü, adalet gibi kavramları sıklıkla kullanmaktadırlar.
sınıf öğrencileri, Atatürkçülük ile ilgili olarak aşağıdaki gibi tanımlar yapmaktadır;
“Atatürk’ün yaptıklarını örnek alıp, prensiplerini ilke edinmektir. Yeni bir icat ve buluş yapmaktır.”
“Atatürk’ü sevmek, onu anmaktır. Onu anmak ise her 10 Kasımda kabrine gidip, ağlamak değildir. Onu anmak, 0’nun bize hedef koyduğu görevleri yapmaktır.”
“Atatürk olmasaydı…” ile başlayan pek çok cümle kurulmuştur. Bu seviyede bazı öğrenciler güzel benzetmeler de yapmaktadır. Bir öğrenci “Atatürk’ü Türkiye cumhuriyeti tarihinde en büyük mucize olarak” değerlendirmektedir. Bir öğrenciye göre de “ Atatürk bizi o savaşların içinden aydınlığa götüren ışıktır.”
Bir öğrenci Atatürkçü düşünmeyi şöyle anlatıyor: “Atatürk, sadece kendi düşüncelerine değil, başkalarının da düşüncelerine önem verir. Hangi düşünce daha iyi ise o düşünceden yola çıkardı.”
Bu aşamada Atatürk’ün sanata, bilim ve teknolojiye verdiği önem daha fazla vurgulanmaktadır. Bir öğrenci, “bir de eskiden traktör yoktu. İnsanlar, hayvanlarla, atlarla, öküzlerle tarlalarını sürüyordu. Traktör geldi. Tabi ki bu Atatürkçülük sayesinde oldu.” yazmaktadır.
Yine kız öğrenciler, kızların okumasının sağlanması, kadın haklarının özellikle altını çizmektedirler. Bir kız öğrenci, “eğer Atatürk olmasaydı. Şu an okulda olamazdık. Kızlar evde annelerine yardım ederdi.”. yazmaktadır. 23 Nisan’a ya da Atatürk’ün çocuk sevgisi gibi konulara hemen hemen hiç değinilmemektedir.
Bir öğrenci “şu an bile pek çok insanımız var ki bu toprakların bize nasıl kaldığını, bugünlere nasıl geldiğimizi düşünmüyorlar. Ancak kendi çıkarları için uğraşıyorlar.” diye yazmaktadır.
Bir başka öğrenci “bence yeni yetişen nesil Atatürk’ün, Atatürkçülüğün onun bıraktığı eserlerin farkında ve ne yapacağını bilen bir nesil. Ama peki bizi yöneten insanlar, onlar farkında mı? .. Peki Türkiye Cumhuriyeti hâlâ ulu önder Atatürk’ün yaptığıyla mı yetinecek?” diye yazmaktadır.
Bir diğer öğrencinin karamsarlık dolu yazısı hemen dikkati çekmektedir: “şöyle dönüp bir çevremize bakalım elimizde ne var, elimizde kalan ne? Koca bir hiç bir şey. Artık insan kendisini tanıyamaz olmuş. Onlar için inanmak demek, mücadele etmek ne demek.. Bazen insanın canını acıtıyor ama yine her zaman ki gibi hiçbir şey yapılamıyor.”
Bir başkası “Tüm Türk milleti benim gibi düşünüyor mu? Bilmem. Ama benim düşündüklerim böyle ve böyle kalacak. Ayrıca git gide Türk milleti zıvanadan çıkıyor gibi. Ama yine de Atatürk bu yaptıklarına karşı unutmayacaklarına inanıyorum.”
Bir diğer öğrenci “Atatürkçülük diye biz de bir şey yoktur. Eğer olsaydı, yeni nesil böyle olmazdı. Ben bunları söylerken kendi durumumu da gözden geçiriyorum. Kendimi de Atatürkçülük yolundan gitmiyor görüyorum.”
Bir öğrenci, “Fakat görüyoruz ki Türk gençliği bu milletimiz için Atatürk gibi çalışmıyor, hiçbir şey yapmıyor.”
Bir öğrenci, “Yurdumuzda rahat bir şekilde yaşıyoruz. Ya Lübnan’dakiler, ya İsrail’dekiler onlar halen savaş içindeler. Yiyecekleri, giyecekleri bile yok. Biz öyle miyiz?. Rahatlıkla yaşıyoruz. Bu yüzden Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü koruyup, sevelim.”
SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER
Bu kompozisyonlar öğrencilerin Atatürkçülüğü nasıl ve ne kadar anladıklarını göstermesi açısından program geliştirme uzmanlarına, ders kitabı yazarlarına ve öğretmenlere yol göstermektedir.
Barton’un (1997) ve Hallden’in (1998) vurguladığı gibi ilköğretim öğrencileri tarihsel olayları açıklarken “Büyük adamlar, kadınlar ya da ünlü kişiler tarihi yapar.” tarzında bir yaklaşımla, sosyal ve ekonomik faktörler yerine, kişilerin niyet, eylem, ilişkileri ve tepkilerine odaklanmaktadırlar. İkinci bir aşamada sosyal ve siyasal kurumlara insanmışlar gibi nitelikler atfetmektir. Türk öğrencilerin de kompozisyonlarında benzer bir yaklaşımı gösterdikleri görülmektedir. İlköğretim aşamasında benimsenen Thomas Carlyle’in tarih felsefesini yansıtan tarih anlayışının öğrencilerin psikolojik durumlarına uygun olduğu söylenebilir.
Coffin (2006:417) Avustralya’da ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin tarih kompozisyonlarında yaptığı araştırmada üst sınıflarda yazılan metinlerin dil bilgisi açısından farklılıklar gösterdiğini ortaya koymuştur. Tarih kompozisyonlarında öğrencilerin 11-13 yaşlarında kayıt üslubunu, 14-16 yaşlarında açıklama üslubunu, 16-18 yaşlarında tartışma üslubunu kullandıklarını ileri sürmektedir. Türk öğrenciler, alt sınıflarda Atatürk’ün hayatının önemli olaylarını yeniden aktarabilmekte, Atatürk için duygularını ifade eden sözcükleri tercih etmektedir. “Çünkü” tarzında nedensellik bildiren ifadelerin kullanılma sıklığı 6. sınıftan sonra artmaktadır. Fakat “çünkü” ifadeleri bir nedene işaret etmektedir ve çoklu neden anlayışı pek gelişmemiştir. Üst sınıflara doğru tartışmacı ve eleştirel bir üslup kullandıkları görülmektedir.
Atatürkçüğün tanımlanmasında lise ve üniversite öğrencilerine uygun olarak yapılmış birinci tanım yerine, çocukların yaşlarını ve psikolojilerini göz önüne getirip, ilköğretim öğrencileri düzeyinde tanımların yapılmasının önemi ortaya çıkmaktadır.
Öğrenciler, bu kompozisyonlarda Türk dilini kullanma becerilerini de sergilemektedir. Kötü kağıtlar var mı? Elbette var. Bazı öğrenciler düzgün bir cümle kuramamışlardır. Kompozisyonlarda aşağıdaki gibi bilgi hatalarına rastlanmıştır.
“Atatürk’ün kızının adı Makbuldedir.”
“Hukukçuluk?”, “Milletçilik?”, “Hürriyetçilik?” gibi ilkelerden söz edilmektedir.
“Atatürk yurdumuzu düşmanlardan kurtarmak için şehit olmuştur.”
“Atatürk bizi kurtarmasaydı yeni doğan kız çocuklarını öldürüyorlarmış, yani biz şu an da olmayacaktık.”
“Kurtuluş Savaşında bir kahraman var. Onun adı Seyid Onbaşı’dır.”
“Atatürkçülük yüzyıllardır var olan bir şeydir.”
“Bu zamanda Hazar Denizi’nin tamamını almak istiyorlardı. Ama ora verilirse, ülkemizde susuzluk sorunu ortaya çıkacak.”
“Atatürk maalesef II. Dünya Savaşını kaybetmiştir.”
“Tutturmuşlar bir ABD diye illa biz de ABD’ye girelim diye uğraşıyorlar.”
“TBMM’de Çanakkale Savaşlarını konuştular. Çanakkale Savaşları 19 Mayıs 1938’de başladı. Atatürk, Bandırmayla İzmir’e doğru yola çıkmıştı.”
“Atatürk kanserden öldü.”
“Atatürk 1993’te öldü.”
“Atatürk 1939’da öldü.”
“Atatürk çok sigara içtiği için öldü.”
“Atatürk Dolmabahçe Sarayında yatıyor.”
“Mustafa Kemal Atatürk öldüğü zaman Zübeyde Hanım ve Ali Rıza çok üzülmüştü.”
“Atatürk Yunanlılarla savaşarak Çanakkale’yi kimseye vermemiştir.”
Dikkat edileceği üzere öğrenciler, özellikle Çanakkale ile Kurtuluş Savaşı’nı karıştırabilmektedir. Yukarıdaki tarihsel bilgi hatalarına rağmen içten bir Atatürk sevgisi ile karşımıza çıkmaktadır. Öğrenci kompozisyonlarında Atatürk, ülkesi için canını ortaya koymuş, kendini milletine adamış, fedakar bir liderdir.
Bu kompozisyonlarda iyi öykülendirilmiş bir tarihsel olayın ne kadar kalıcı olabileceğini görmekteyiz. Hemen her öğrenci, Matematik öğretmeninin nasıl “Kemal” adını verişinden söz etmektedir. Çanakkale savaşları sırasında bir merminin (şarapnel parçasının) Atatürk’ün saatine çarpması ve yaşamının kurtulmasından ya da mermi taşıyan Türk kadınının öyküsü anlatılmaktadır. Bir öğrenci, İstiklal Marşının nasıl kabul edildiğini olayları yaşıyormuş gibi anlatmaktadır.
Kompozisyonlarda ilginç olarak genel bir düşman ya da yurdumuzu işgal etmiş ülkelerden söz edilmektedir. Fakat somut olarak ülkelerin isimlerinden söz edilmemektedir.
Eğer öğrenci Anıtkabir ya da Atatürk evine gitmiş ise kompozisyonunda özellikle gördüğü eşyalara yer verebilmektedir.
4. 5. ve 6. sınıflarda öğrenim gören öğrencilerin kompozisyonlarında Atatürk’ün çocuk sevgisi ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının altı çizilmiştir. Bayramların çocuk yaşamındaki önemini göstermesi açısından dikkat çekicidir. Atatürk’ün çocuk sevgisi ve 23 Nisan’ı çocuklara armağan etmesi bu düzey öğrencilerini oldukça etkilemiştir. Bu düzeyde Atatürk ve cumhuriyet şiirlerinin önemini fark etmekteyiz. Bayramlarda uçakların gösterisi çocukları oldukça etkilemektedir.
İlköğretim öğrencilerinin kompozisyonlarından hareketle, bu aşamada Atatürkçülük eğitiminde kendimizi başarılı kabul edebiliriz. Bununla beraber aktif öğrenme yöntemleri daha fazla işe koşulmalıdır. Eğitim Teknolojisi Genel Müdürlüğü, Atatürk, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetle ilgili pek çok eğitsel filmi öğretmenlerin hizmetine sunmuştur. Sanal ortamda da Atatürk’le ilgili kaliteli web sitelerinin varlığı zengin bir eğitim ortamı sağlamaktadır. İlköğretim öğrencilerinin Atatürkçülük eğitimde eğitsel filmlerden, görsel materyallerden, yaratıcı dramadan, tarihi hikâye ve romanlardan, internet ortamından, kavram haritalarından, tarihi mekân ve müze gezilerinden daha fazla yararlanılmalıdır.
Alman Felsefeci Kant (2006:49), Eğitim Üzerine adlı eserde şöyle diyor:
“Yetenek ve genel hayat bilgisi bahsinde her şey bütünüyle öğrencinin yaşına bağlı olacaktır. Bırakın çocuk çocuklara özgü tarzda zeki ve kurnaz olsun; bırakın çocukça açıkgöz ve şakacı olsun, fakat bir insan gibi kurnaz değil. Yetişkin bir kimse için nasıl ki çocukça bir akıl uygun değilse, bu (yetişkin insan kurnazlığı) da bir çocuk için uygun değildir.”
Çocuklarımız, yukarıda Kant’ın da ifade ettiği tarzda ilköğretim aşamasında “Çocukça Atatürkçüdür”. Bugün yaşadığımız sıkıntıların sebeplerini “Yetişkinlerin Dünyasında” aramak gerekmektedir.
KAYNAKLAR
Ata, Bahri (2006) “İlköğretim 8. Sınıf Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi’nin Taslak Programının Geliştirilmesinde Karşılaşılan Sorunlar” Türk Eğitim Sisteminde Atatürkçülük ve Cumhuriyet Tarihi Öğretimi, Ed. Yasemin Doğaner, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayınları, 121-129.
Barton, Keith (1997) “Bossed around by the queen: Elemantary Students Understanding of Individuals and Instutions in History” Journal of Curriculum and Supervision, vol. 12, issue: 4, ss. 290.
Coffin, Caroline (2006) Learning the Language of school history: the role of linguistics in mapping the writing demands of the secondary school curriculum. Journal of Curriculum Studies, vol. 38, no:4, 413-429.
Emiroğlu, Gülmisal (2002) İlköğretimde “Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük” Ders Konularının Öğretimi Üzerine Bir Araştırma. Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi.
Er, Harun. (2005) Sosyal Bilgiler Dersinde Biyografi Öğretimi: “Atatürk’ün Hayatı” Metninin Analizi ve Yeni Bir Tasarım. G. Ü. Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi.
Hallden, Ola (1998). “Personalization in Historical Descriptions and Explanations” Learning and Instruction, vol. 8, no:2, ss.131-139.
Kant, Immanuel (2006). Eğitim Üzerine. çev. Ahmet Aydoğan, İstanbul: İz Yayıncılık.
Komisyon (1994) İlkokul İçin Sosyal Bilgiler 5, İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
Komisyon (2006) Milli Güvenlik Bilgisi. Ankara: Devlet Kitapları.
MEB (2000) Atatürkçülük İle İlgili Konular Ankara: Milli Eğitim Basımevi.
MEB (2005) İlköğretim Programlarında Atatürkçülük İle İlgili Konular. Ankara: Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı.
Nusret Kemal (1933) Milli Bayram ve Halk Terbiyesi. Ülkü, c. 2. sayı: 238, 245-253.
Okur, Oğuz (2000) İlköğretim Okulları I. Kademe Sosyal Bilgiler Ders Programında Atatürkçülük konularının ünitelere göre dağılımı ve hedeflere ulaşma derecelerinin incelenmesi. Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi.
Safran, Mustafa (2004) “Eğitim Bilimi Açısından Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Öğretimi” Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihinde Yöntem Arayışları, Ankara: Hacettepe Üniversitesi AİİT Enstitüsü Yayınları, 111-128.
Şenünver, Güler ve diğerleri (2006) Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Ankara: Devlet Kitapları.
Şimşek, Ahmet (2006) İlköğretim Öğrencilerine Göre Sosyal Bilgiler Dersinde Neler Olmalıdır? Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi, XV. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi.
Tekerek, Meltem ve diğerleri (2006) İlköğretim Sosyal Bilgiler 5 Ders Kitabı, Ankara: Devlet Kitapları.
Yılmaz, Mehmet Serhat (2004). İlköğretim Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Programı İçeriğinin Değerlendirilmesi (Alan Araştırması), H.Ü. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara.
* G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sosyal Bilgiler A.B.D. Öğretim Üyesi
Tags: atatürkçülük konularının, ve atatürkçülük, atatürkçülük, öğretimi”, öğrenci, kompozisyonlarinda, “i̇lköğretimde, konularinin