Augusto C. Sandino
(1895-1934)
Nikaraguali halk kahramanı. 1920lerin sonuna dogru Nikaragua'da bulunan Amerikan Askeri Birliğinden rahatsız olmuş ve ona karsi ayaklanmayı yönetmistir. 1934'te yakalanıp öldürülmüştür.Bu onun unutulmasına yetmemiştir. 1979'da Nikaragua’da diktatörlügü deviren sandinistalar isimlerini anlasilacagi uzere Sandino’dan almaktadır.
Augusto Sandino 1933’ün başlarında Nikaragua’da işgalci Amerikalılara karşı eşi görülmemiş bir direnişi yönetmiş ve Washington’a körü körüne bağlı Somoza tarafından kalleşçe katledilmişti.
Orta Amerika ülkelerine ve hatta Washington emperyalizmine maruz kalan dünyadaki diğer tüm bölgelere esin kaynağı olan ve yurtseverleri birleştiren, Nikaragua’lıların efsanevi bir önem atfettikleri Sandino’nun gerçekten tarihte kalmış bir kişilik olup olmadığı sorusu sıkça sorulmaktadır. Bununla birlikte Augusto Nicolas Cesar Sandino, uluslararası solda kahraman olarak yer edindiği, iki dünya savaşı arası dönemde yaşadı. Hayatı çok iyi şartlarda başlamaz. 18 Mayıs 1895’de Niquinohomo’da doğan Augusto, orta halli bir toprak sahibi ve tarım işçisinin gayrı meşru çocuğudur. Bu melez, çocukluğu boyunca sefil bir hayat sürdürür ve adaletsiz duyguların dibinde gelişir. Çok sevdiği annesi kahve üretimi ile uğraşmaktadır ve bir gün borçları yüzünden tutuklanarak hapse gönderilir.
Ama 11 yaşındadır ve kendisini okula gönderen ve dünya işlerini öğreten babasının yanına sığınmak zorunda kalır. Gayrı meşru çocuk olmanın gölgesinde yaşarken (ki bu durum tüm mücadelesinde ölümüne kadar onu takip edecektir) üvey annesi ona hizmetçiden aşağı kalmaz bir şekilde davranır. Bununla birlikte Augusto babasının işletmesinin yönetilmesinde umut edici başarılar elde eder. Facia onu 1920’de yakalar: asla nedeni öğrenilemeyen bir kavgada, kendisine sataşan bir adamı ağır bir şekilde yaralar ve kaçar.
Gezgin, can sıkıcı bir hayat sürerken daha önceden Kosta Rica’da elde ettiği makineler üzerindeki deneyiminden Honduras ve Guatemala’da yararlanır.
Kuzey-Amerika çiftliklerinde çalışır, Orta-Amerika’da (muz cumhuriyeti) muz tekeli olan Unidet Fruit Company’nin gücünün farkına varır, paranın diplomasideki ağırlığını anlar.
Meksika Tampico’da Birleşik Devletlerin petrol şirketleri için çalışır ve Latin Amerikalıların ilerici ülkesini aydınlatan devrimci atmosfer ile yıkanır. Yeni fikirlerin cilaladığı bu küçük, ihtiyatlı ve düşünceli adam, 1912’den beri Beyaz Saray’ın askeri işgali altında olan ve muhafazar ya da liberal oligarşi tarafından yönetilmiş kendi ülkesini yeniden düşünür. Göçebe yaşantısını dinsel hümanist bir anlayışa sahip bir grubun yandaşı, bir masona dönüşerek tamamlar. Sandino bundan sonra siyaset ile ilgilenir, 1926’da iç savaş patlak verdiği sıralarda Nikaragua’ya geri döner.
Hükümet darbesi sonrasında iktidara gelen ve Washington tarafından desteklenen muhafazakar Adolfo Diaz’a karşı başkaldıran özgür general Moncada’nın ordusuna katılır. Sandino önderlik niteliği ile dikkat çeker ve kısa zamanda 800 partizan örgütler. Ama 1927’nin Mayıs’ında, Birleşik Devletlerin başkanlık koltuğunu değiştirerek yaptığı diplomasiye tav olan Moncada silahları bırakır.
Yalnız Sandino böyle bir anlaşmaya karşı çıkar: “beni ne satın alabilirler ne de teslim” der.
Karizmatik “eşkıya”, kendisini takip eden partizanları, başına giydiği ünlü Teksas şapkası ile Honduras sınırındaki Segovies dağlarına çekilir. İlk çatışmalar ölümcül, büyük başarılar elde edilmeden gerçekleşir. Ama iki yıla kalmadan tüm gerilla tekniklerinin ustalığıyla düşmanı çökertir: titizce hazırlanmış sürpriz pusular, kentlere etkili akınlar, araziyi iyi tanıma…
Nikaragua Ulusal Güvenliği (GN) tarafından korunan 5000’den fazla gemiden oluşan Birleşik Devletler nakliye donanmasına, ona karşı çok sert, disipline olmuş ve ele geçirilemez bir güç dengesiyle meydan okur. “Ülkeye Özgürlük” sloganıyla ve kırmızı bayrağı ve siyah amblemiyle Sandino efsanesi doğar. Ancak mücadelesinin sınırları vardır. Siyasal ve finansal destek gerekmektedir.
Bir sene kaldığı Meksika’da, başkan Portes Gil, Sandino’yu kabul eder. Boşuna. Dağınık bağışlardan ve yanına gelen Avrupalı ve Amerikalı hatta Çinlilerin de bulunduğu, yabancı sol sempatizanların onu övmelerinden başka… Ünü dünyaya yayılır; Şilili şair Gabriela Mistral çeteci köylülerin ve işçilerin “silahlı küçük çılgınına” hayrandır; eski savaşçı yazar Henri Barbusse “özgür adamların kumandanı” diye onu kutsar.
Gerçektende Sandino politikacıların siyasetlerine ve ideolojik sisteme karşı kuşkucu sezgisel bir adamdır. Savaşına sarsılmaz bir geçerlilik vakfedilmiş bu eylem adamı her şeyden önce, tanrıdan, özgürlükten, kardeşlikten, zulmedenlere karşı ulusal mücadeleden duygulu bir şekilde bahseden gizem tutkunu bir yurtseverdir.
Partizanlarının ortak fikri, bu çekingen karakterin sakin bir demokrasiyi ve anayasal legaliteyi yürekten dilediğidir. O halkı için somut çözümler ister, soyut bir devrim değil ve bu mücadele önce, dayanışmacı bir Orta Amerika’da Nikaragua’nın bağımsızlığını geri almak ve yabancıların müdahalesinden kurtarmak için başlar.
Gerillayı hazırladığı Nikaragua’ya 1930’da döndüğünde mücadeleyi yeniden ele alır. Sandino yenilmez gibi görünmektedir ve Birleşik Devletler kumandanlığı umudunu kesmektedir. Savaş sertleşmekte, sürüp gitmektedir. Büyük Bunalım zamanlarında, Amerikalıların ortak kanısı tropiklerde askerlerin ölümlerine neden olan çarpışmaların sorgulanmasıdır. 1932’de, Beyaz Saray’a demokrat Franklin Delano Roosevelt’in seçilmesi durumu değiştirir. Latin Amerika karşı “İyi komşuluk politikası” ile (muğlaklıklara rağmen) karşıya kalır, 1933’ün başlarında donanmanın çekilmesi tamamlanır. Sandino, dünyada daha önce görülmemiş bir şekilde, altı yılda modern ve güçlü bir düşmana karşı oransız bir zafer kazanır.
Donanmanın gitmesiyle barış geri gelir çünkü gerilla asla savaşına gizemli bir anlam atfetmemiştir. Nikaragua’nın ilk kez Yankee’lerden kurtulduğu ve liberal Sacasa’nın yükselişe geçtiğinin görüldüğü yasal başkanlık seçimlerinin yeniden yapılmasıyla Sandino düşmanlığı sonlandırır. O zamandan sonra, toplumsal yaşam ile ilgilenmez ve yatağında ölen genç karısı Blanca’nın hatıraları ile yaşar. Wiwili’de, yerliler ve eski gerillalar ile, yurttaşların gündelik yaşantısını pratik olarak iyileştirmek için bir kooperatif örgütler. Çok zor şartlar altında ortaya attığı projesi, yıpratıcı bir senenin sonunda meyvelerini verir. Ama titizce desteklediği GN’nin 5000 adamı “görevlerini kötüye kullanmak” için görevlendirilir. Eski gerillalar öldürülür ya da kaybedilirler. “Yaramaz Niquinohomo” namuslu eski gerillaların ilan ettiği barışa saygı duymayan Managua’ya savaş açar. Barış antlaşmasının imzalanmasının birinci yılı vesilesiyle başkan Sacasa GN’nin başkanı general Antonio Somoza Garcia ile bir araya gelmesini önerir. Görüşmeleri yürekten ve umut vericidir ama sadece görünürde. 20 Şubat 1934’de, Sacasa Kuzey bölgesine Somoza’nın etkinliğinin kırılması için bir delege atar. Ertesi gün, 21’inde, Birleşik Devletlerin, öfkeli yeni büyükelçisi tarafından kabul edilir. Aynı akşam Sandino ve iki generali başkanlık masasını terk eder. Saat 21:30’da, GN tarafından durdurulurlar. Samoza ve on dört yoldaşı bu komployu kanları ile öderler: Sandino ve generalleri havacılık bölgesinde kaçırılarak, soğukkanlılıkla öldürüldüler; cesetleri asla bulunamaz. Ertesi gün, Wiwili topluluğuna saldırı düzenlenir: 300 ölü. Somoza iktidarı başlar. Zalim hükümdarlığı 1979’a kadar sürecekti.
S andino’dan Sandinizme
Sandino ve Somoza, bu iki figür 20.yüzyılda Nikaragua’ya damgasını vurdu. Somoza’nın 1939’da iktidara gelişinden sonra yer altı zindanlarına sürgüne yolladığı gerillaların hayaletleri 1979’da yeniden sahneye çıktı…
Somoza son yıllarını Filadelfiya’da geçirir. ABD hayranı bu tüccar, karısı sayesinde Managua kodamanları ile sık sık görüşmesinden önce Liberal Parti’de başarısızlığa uğrar. Birleşik Devletler büyükelçisinin karısının sevgisi sayesinde, diplomatik destek elde eder ve aynı çağda bölgede koltuğa oturan diktatörler gibi, Washington’un desteği ile GN’nin başkanı olur. Somoza, Nikaragua’yı uçsuz bucaksız zenginlikler ile yönetecek olan aile diktatöryasını ilan eder.
1961’de, Küba’da Batista’nın düşmesiyle cesaretlenen genç idealistler, Guevarizm ve Castrizm ideolojisiyle, Sandinist Ulusal Kurtuluş CephesiQ’ni (FSLN) ilan ederler. Güçlü ve desteklenen GN’ye karşı savaş başlatırlar. Üç politik klik etrafında bölünür, 70’li yılların başlarında hemen hemen kaybolurlar. Ama rejimin çökerttiği ekonomi ve 1972’de Managua’da meydana gelen deprem sonrasında mücadele yeniden başlar.
Somoza yanlılarının kitlesel katliamlarını ihbar eden, saygı duyulan bir gazete patronu olan Pedro Joaquin Chamorro 1978’de öldürüldüğünde FSLN, bunun etrafında birliği sağlar. Ülke iç savaşa sürüklenir ( 50 000 ölü). Bundan sonra FSLN’nin eylemleri halkın bütünü tarafından desteklenir. Haziran 1979: kıstırılmış, yalnız “Tachito” Paraguay’da ö ldürülmeden önce Miamiye kaçmak için Managua’yı terk eder. Sandinist zafer eksiksizdir ve adı her şeye verilen kahramanı sosyalist ve anti-emperyalist sembollerin en üst derecesindedir. Ancak ulusal birlik hükümeti kısa sürede çatlar. Devrimci Marksistler, Hıristiyan sol ve ulusalcılar olarak ortaya çıkan hegemonik rejim gerginleşir. Jakobenizmi yerli azınlığı incitir. Finansal zorluklar, otoriter yönetim ve Küba ve Sovyetler Birliği ile olan yakınlaşmasına karşı eleştiriler birikir. Diğer yandan Birleşik Devletlerin Ronald Reagan’ı eski Somozacı, yeni direnişçiler ve aralarında büyük kumandan Eden Pastora’nın da bulunduğu hayal kırıklığına uğratan Sandinistlerden oluşan cepheyi, kontrgerillayı destekler. Orta Amerika’nın dram seviyesi 1980’li yıllardan (Salvador ve Guetemala) iç savaş (50 000 ölü), ( 5 Kasım 2006’da yeniden başkan olan) başkan Daniel Ortega’nın demokratik seçimler sonrasında fakirleşmiş ve militarize olarak bıraktığı 1990’lı yıllara kadar sürdü. Geriye özellikle enternasyonalist sol ve ilerici Hıristiyanlar arasındaki, kontra tarafından öldürülen, Maurice Derniere ve İvan Leyvraz’ın sebep olduğu dayanışma ağı kaldı.
Augusto César SANDINO
Augusto Nicolás Calderón Sandino (18 Mayıs 1895 - 21 Şubat 1934), Nikaragualı gerilla önderi.Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesi (FSLN) adını ondan almıştır.
Sandino 1926'da, başkan yardımcısı Juan Bautista Sacasa'nın başkanlığa getirilmesi için silahlanarak adını duyurdu.ABD Deniz Piyadeleri'nin 1927'deki müdahalesi üzerine, yüzlerce yandaşıyla birlite Nikaragua'nın kuzeyindeki dağlara çekildi.ABD kuvvetlerine ve Nikaragua Ulusal Muhafızları'na karşı başarıyla direnerek halkın geniş desteğini kazndı.Eylemleriyle halkta ABD karşıtı duyguların gelişmesine katkıda bulundu.Ocak 1933'te ABD kuvvetlerinin ülkeden ayrılması ve Sacasa'nın başkan olmasından sonra ordusunu önemli ölçüde dağıtarak barış görüşmelerine başladı.Ama görüşmeler sürerken Ulusal Muhafızlar'ın komutanı Anastasio Somoza Garcia'nın adamları tarafından kaçırılarak öldürüldü.
Sandino in 1927. |
1929 |
1930 |
Sandino
(center) in Mexico in 1929 with his staff: Sócrates
|
Sandino (center) and his general staff: Francisco Estrada, Santos López, Juan Pablo Umanzor, and Sócrates Sandino. |
Özgür İnsanların Generali Augusto Cesar Sandino |
Nikaragualılar
tarafından "özgür insanların Generali"
diye anılan, ölümünden tam kırk yıl
sonra onun adını taşıyan Nikaragualı
gerillaların gerçekleştirdiği devrimle
ölümsüzleşen Augusto Cesar Sandlno, 1893'de
Nikaragua’nın Masaya kentine bağlı
Niquinohoma köyünde doğdu. Yoksul bir köylü
ailesinin oğlu olan Sandino, ilk eğitimini sadece okuma
ve yazma öğreneceği Jinotepe'de gördü,
ilk önemli işi, bir altın madeninde mal deposu
yöneticiliği idi. Daha sonra Honduras ve Guatemala'da
maden işçiliği yaptı. 1923-1926 arasında
Meksika'da bir ABD petrol şirketinde çalıştı. |
DARI TAHTA KEJAHATAN KEPADA KERAJAAN KRISTUS OLEH AUGUSTO QUIALA
DEFINICIÓN DE COMPETENCIA 50411 CÉSAR AUGUSTO SANTA GARCÍA CORTE
ESTRATTI DA 1 MICHELE LOMUTO AUGUSTO PONZIO SEMIOTICA DELLA
Tags: 1920lerin, kahramani, augusto, sonuna, nikaraguali, sandino, (18951934)